Dün akşam saatlerinden itibaren görünürlük kazanmaya başlayan bir askeri darbe girişimine tanıklık etmekteyiz. Askeri cuntanın Genel Kurmay Karargahı, Jandarma Genel Komutanlığı gibi bazı stratejik yerleri ele geçirmesinin ardından, tüm Türkiye’nin canlı yayında gözleri önünde gerçekleşen başarısız bir darbe girişimi yaşandı. Çıkan çatışmalarda 60’tan fazla kişi hayatını kaybederken, 1400’e yakın TSK mensubu gözaltına alındı. Türkiye tarihinde ilk kez TBMM bombalandı. Çatışmalar bazı yerlerde halen devam etmekle birlikte, girişimin başarısızlığa artık neredeyse kesinlik kazanmış durumda.
İşçi Demokrasisi Partisi olarak askeri darbenin kesin olarak karşısındayız. “Demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün yeniden tesisi†gibi amaçlarla yapıldığı açıklanan askeri darbenin başarıya ulaşması, Saray rejimi tarafından iyice budanmış demokratik hak ve özgürlüklerin tamamen ortadan kaldırılması anlamına gelecekti. Ordunun, Türkiye’de süregelen baskı rejiminin daima temel dayanaklarından birisi olduğu asla unutulmaması gerekir.
Öte yandan, gerçekleşen bu askeri darbe girişimi, Türkiye’de derinleşmekte olan rejim krizinin yeni bir zirvesi anlamına gelmektedir. Bu darbe girişiminin nesnel zemini Saray rejiminin uyguladığı baskı politikalarıyla örülmüştür. Erdoğan’ın bu darbenin hedefi olması, ülkeyi felaketin eşiğine sürüklediği yıkım tablosundaki sorumluluğunu bir an bile olsun unutturamaz. Askeri darbeye karşı olmak Erdoğan’ın baskı rejimini desteklemek anlamına kesinlikle gelmemektedir.
Başarısız darbe girişiminin ardından, bu girişimin Saray rejiminin baskıyı ve kontrolü artırmasında bir araç olarak kullanılacağına ilişkin toplumun geniş kesimlerinde haklı bir endişe bulunmaktadır. Hem askeri cuntalara hem de Saray rejiminin baskılarına karşı tek çözüm, emekçi yığınların, gençlerin, kadınların, Kürtlerin, ezilen ve sömürülen tüm kesimlerin demokratik hak ve özgürlüklerine sahip çıkması, çürüyen rejimin baskı ve yağma politikalarına karşı seferber olmasıdır.
 İşçi Demokrasisi Partisi | 16 Temmuz 2016